Telefonun ucundaki endişeli ses, “sabahın erken saatinde rahatsız ediyorum, bağışlayın Vali bey” dedi. Sonra da, soluk almadan “Beyazıt Meydanında bir kalabalık toplanmış. Yürüyüş yapacaklar ve bizim matbaaya geleceklermiş. Herhangi bir hadiseye meydan vermemek için bir tedbir düşünüyor musunuz?” diyen kişi Tan gazetesinin sahiplerinden ve neşriyat müdürü Halil Lütfü Dördüncü’dür. Halil Lütfü beyi sükunetle dinleyen, İstanbul Valisi Lütfi Kırdar’ın cevabı ise “Haberimiz vardır, icabeden tedbirler alınmıştır!” şeklinde olur.
İstanbul gerçekten ilginç bir kent. Okudukça, öğrendikçe insan daha çok seviyor ve şaşırıyor. Kadıköy’ün Birinci Dünya Savaşı yıllarında Belediye Başkanlığı yapmış olan Celal Easd (Arseven) beyin, bu göreve getirilmesinin altında bir düello teklifinin yattığını söylesem siz şaşırmaz mısınız?
Yiğit namıyla anılır derler… Biz de öyle yapalım. Bugün hikayesini anlatacağımız, kırmızı Marsilya tuğlalarından inşa edilmiş, 120 yıllık binanın bulunduğu bölge devri zamanında "Deli Fuad Paşa Bahçesi” diye bilinirmiş. Paşa’nın bu namı ataklığı ve düşündüklerini çekinmeden söylemesinden ileri gelirmiş.
Cumhuriyet’in ilanının 98. yıldönümü dün büyük coşku ve gururla kutladık. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, emeği geçen herkesi saygı ile yad ettik.
Gece boyu süren olaylar, sıkıyönetim ilan edilmesi ile ertesi gün kontrol altına alınır. Resmi kayıtlara göre 11 kişi ölür, yüzlerce kişi de yaralanır. 4 bin 214 ev, 1.004 işyeri, 73 kilise, 8 ayazma, 1 sinagog, 2 manastır, 110 otel ve lokanta, 27 eczane, 21 fabrika, 3 Rum gazetesi, 5 Rum Kulübü, 52 Rum, 8 Ermeni okulu hasar görür.
6 Eylül 1955 günü, öğlen saatleri… “Yazıyooooor, yazıyoooooor!!! Yunanlıların Atatürk’ün evini bombaladığını yazıyor” diye bağıran gazete satıcısı çocuğun boynunda asılı İstanbul Ekspres gazeteleri anında kapışılır. Normal koşullarda 20-30 bin satan İstanbul Ekspres gazetesi o gün 300 bin satar.
Rastlantı eseri fark ettim boynuna kadar betona gömülen ve abuk sabuk boyanmış, 200 yıllık çeşmeyi. Bu kadir kıymet bilmezliğe önce ağız dolusu saydırdım. Sonra kızgınlık geçti. Daha doğrusu yerini meraka bıraktı.
Ağustos ayı instagram paylaşımlarımı planlanlarken 2 Ağustos Pazartesi günü için ajandama şu notu düşmüştüm “İspanya Yahudileri - Kemal Reis Kadırgaları İstanbul’a Geldi - 2 Ağustos 1492”.