Her ne kadar ölünün ardından kötü konuşulmaması adetten olsa da konu Mahmut Nedim Paşa olursa bu pek de mümkün olmuyor. Osmanlı siyasi tarihinin gördüğü belki de en vasıfsız ve ahlak yoksunu devlet adamıydı. Bulunduğu çeşitli görevlerden sonra Sultan Abdülaziz tarafından sadrazamlığa getirildiğinde yaptığı ilk işi padişahın talepleri doğrultusunda yenilikçi ve Tanzimat yanlısı devlet memurlarını ordan oraya sürmek olur. Akabinde “o vilayeti küçült, bunu büyüt” şeklinde özetlenecek çalışması ile Osmanlı idari yapısını allak bullak eder. Yaşanan ekonomik sıkıntıları neden göstererek 100 kuruş üzerinde maaşı olan memurlardan % 5 hazine adına kesinti yaptı. Yeni ve yüklü miktarda dış borçlanmaya gitti. O yıllarda verilen Rumeli Demiryolu imtiyazını devlet aleyhine maddeler taşıdığı gerekçesi ile fesh edip, yeni şartlarla tekrar Baron Hirsch’e verdi. Bu düzenleme Hirsch önemli bazı yükümlülüklerden kurtulurken, yeni avantajlar da elde etti. Bu düzenleme karşılığında Paşa’nın önemli miktarda rüşvet aldığı iddiası vardır. Paşa Rus Sefiri Ignatiyev ile olan yakınlığı nedeniyle halk arasında “Nedimov” lakabı ile anılır. Tüm bunlar halkta büyük tepki yaratır ve bu nedenle sadrazamlıktan azleder. Kısa bir sürgün ve taşra görevi sonrasında Paşa yeniden siyaset sahnesinde görünür. O yıllarda yaşanan ve bir türlü çözülemeyen Hersek isyanını çözeceği vaadi üzerine ikinici kez sadrazamlığa getirilir. Çözüm için önce bütçe açığını kapatmaya karar verir. Rus sefirin tavsiyesi ile bankerler tarafından çıkarılan ve Avrupa’ya satılan borçlanma senetleri üzerindeki İmparatorluk garantisinin kaldırılması anlamına gelen moratoryum ilan eder. Bu karar Avrupa kamuoyunu İmparatorluk aleyhine çevirir. Ignatiyev’in yanlış yönlendirmeleri ile hareket eden Paşa Balkanlar’daki kıvılcımı İmparatorluğu saran koca bir yangına çevirir. İsyan Bosna, Bulgaristan ve Selanik’e sıçrar. Selanik’te Fransa ve Almanya Konsolosları öldürülür. Gelişmeler karşısında Mithat Paşa’nın ve Hüseyin Avni Paşa’nın İstanbul’daki medrese öğrencilerini kışkırtması ile çıkan isyan sonucunda Paşa azledilir.
Paşa’nın Türbesi Cağaloğlu yokuşu’ndan yukarı çıkarken, Nuriosmaniye Camii’ne dönen sokağın köşesinde bir iş merkezinin köşesindedir. 19. yy’a özgü değişik mimari uslupları barındıran (eklektik) tarzda inşa edilmiştir.
Paşa’yı tanıyanlar kendisi vehimli, dönek, sebatsız, fesat ve rüşvetçi bir kişiliğe sahip olduğunu belirtir.
İstanbul, 18 Ekim 2018
www.gezmekyetmez.com