Sultanahmet Meydanı’nda ebat bakımından Dikilitaş’ın ve Örme Dikilitaş’ın gölgesinde kalan üçüncü bir sütun daha vardır. Bu sütun birbirine dolanmış üç büyük yılanın tasvir edilmesi nedeniyle Yılanlı Sütun diye bilinir.
Sütunun hikayesi oldukça ilginçtir. MÖ 479 yılında Pers ordusu ile ona karşı birleşen 31 Yunan şehir devleti arasında cereyan eden ve Perslerin mağlubiyeti ile sonuçlanan Platea savaşı anısına Delfi’deki Apollo tapınağının önüne dikilmiş, 324 yılında da İmparator Konstantin tarafından İstanbul’a getirilmiştir.
Sütunun orjinal hali birbirine sarılmış üç yılan ve onların kafaları üzerinde yükselen, altın (veya altın sanılan) bir kazandan ibarettir. Bugün pek kolay fark edilmezse de, yılan boğumları üzerinde o tarihe kadar Persler ile yapılan savaşlara katılmış Yunan Şehir Devletlerinin isimleri yazılıdır.
Sütunun İstanbul’a getirilme sebebi hem kentin Roma İmparatorluğu’nun yeni başkenti olması, hem de tılsımı ile kenti koruması içindir. Ancak, sütunun tılsımı değil kenti, kendini bile korumaya yetmemiş olacak ki, 1204 yılında Haçlı Orduları tarafından kent işgal edilmiş, sütun üstündeki altın kazan ve yılan başları da yağmalanmıştır.
İlginç olan Müslümanları hedef alan Haçlı birliklerinin ganimet ve servet uğruna Hıristiyan bir başkenti hedef almasıdır. Bu işgal Hıristiyan dünyasında uzun yıllar Katolik ve Ortodoks mezhepleri arasında husumet ve kavgaya nedeni olmuştur.
Bugün yılan başlarından biri Paris Louvre müzesinde, biri İstanbul Arkeoloji müzesinde olup, üçüncü yılan başının ve altın kazanın nerede olduğu bilinmemektedir.
İstanbul, 02 Ocak 2020
gezmekyetmez