Gittiğim birçok ülkeden geri dönerken yanımda mutlaka o ülkeyi, o şehiri hatırlatacak bir hatıra satın alırım. Tıpkı kokular, sesler gibi bana yıllar sonra bile, o şehiri ve maceraları hatırlatır.
Ne yazık ki, İstanbul ile özdeşleşen, ülkemize gelen gezginlerin, evlerine dönerken yanlarında götürebileceği, kaliteli bir hediyelik eşya yok gibidir. Bundan ötürü de, her fırsatta “Bu kenti önce karaktersiz hediyelik eşyalardan kurtarmalıyız” der dururum.
Bu görüşlerimi bilen sevgili antikacı dostum geçtiğimiz gün pelür bir kağıda sarılmış küçük bir paketi, ağbi bunu mutlaka görmelisin diye elime tutuşturuyor. Sonra da, “Bu kent, önce karaktersiz hediyelik eşyalardan kurtarılmalı sözünün ne kadar doğru olduğunu bunu görünce anladım” diyor. Şaşkınlığım suratıma yansımış olacak, ağbi açmayacak mısın? dercesine suratıma bakıyor.
Beyaz pelür kağıda özensizce sarılmış paketi usul, usul taklalar attırarak açıyorum. Gözlerime inanamıyorum. Üzerinde “Constantinople” yazan, sapının sivri ucunda küçük bir hilal ve yıldız figürü olan, gene sapında mineli Sultanahmet Cami tasviri bulunan bir çay kaşığı çıkıyor. Nefesimi tutmuş, hayranlıkla izlerken, “Ağbi bu kaşık 1900’lerde İstanbul’a gelen gezginlere satılmak için “souvenir” amaçlı yapılmış” diyor antikacı dostum.
Aklıma çocukluğum geliyor. Yıllar önce Beşiktaş Serencebey yokuşunda uzaktan akrabamız Hami Hanımı ziyarete gittiğimizde, bahçedeki çardakta, ahşap masa üzerinde kaynayan semaverin yanına dizilen boş çay bardaklarının içinde de bu kaşıklardan olurdu. Her kaşıkta ayrı bir İstanbul görseli bulunurdu, Çayın demlenmesini beklerken, Hami hanım bu kaşıklar üzerindeki mine işli anıtların adlarını tek, tek sorar ve her doğru cevabım karşısında da “Marifet iltifata tabidir, afferin sana” diyerek cüzdanından çıkardığı demir iki buçuk lirayı usulca masaya koyardı.
Bugün ne Hami hanım, ne de Serencebey’deki o konak kaldı. Hatta Arda’nın getirdiği bu mineli çay kaşığı olmasaydı anılar bile hatırlanmayacaktı. Kim bilir sizin de ne unutula yazan anılarınız vardır. Tozlanan anılarınızı hatırlamak ve eskiye olan özleminizi dindirmek, o günleri hatırlatan bir şeyler edinmek isterseniz sevgili Arda’nın Caferağa Mahallesi, Tellalzade sokak No:18/2 Kadıköy adresindeki dükkanına uğrayın derim.
İstanbul, 24 Şubat 2021
gezmekyetmez