Size de olur mu? bilmiyorum, benim sıkça başıma gelir. Bir konuda bir bilgiye ihtiyacım vardır. Hangi kitapta, nerede olduğunu bilirim. Gel gör ki; kütüphanemde ara ara kitabı bulamam, ifrit olurum. Bu defa da öyle oldu. Yazılarımı okuyan İstanbul sevdalısı kıymetli bir takipçimin tavsiye ettiği “Ne Demek İstanbul; Ne Demek Bebek, Niye Bebek!?” adlı kitabı arıyorum, bulamıyorum. Sonra bir sözlüğe takılıyorum. Aradığım kitabı bulamadım ama hiç olmazsa ifrit ne demek onu öğreneyim diyorum. Baktığım kaynakta “şeytanî özelliklerde ileri gitmiş, tuttuğunu devirir, güçlü, becerikli, ele avuca sığmaz” diye tanımlanıyor. Ha tamam diyorum, içimdeki bu şeytani kızgınlığı hayırlı bir işe çevireyim ve bir iki satır bir şeyler yazayım diyorum.
Elime bir fotoğraf geçiyor. 93 sene önce çekilmiş. İstanbul boğazından muhteşem bir kare. Biraz araştırıyorum. İlk ipucunu 1935 tarihli Kurun Dergisinde üstat Niyazi Ahmet Banoğlu’nun kaleme aldığı bir yazıda buluyorum. Balıkçıların koruyucusu sayılan Artemis için burada bir mabed yapılmış diyor. Hatta iskele manasında Şiley (Challae, Chilai, Khile) de denildiğini yazıyor. Anlayacağınız, denizci ve balıkçı yatağı bir yer.
Ancak, bu bilgiler bahse konu Boğaz köyünün neresi olduğunu tespit etmeye yetmiyor. Biraz daha karıştırıyorum ve buluyorum. Bahsedilen yer bugün İstanbul’un en nezih semtlerinden olan Bebek çıkıyor. Keyiften dört köşeyim. İyi de, bu defa da aklıma Bebek adının nereden geldiği takılıyor. Buyrun İfrit bey size bir meşgale daha!
Merakım uzun sürmüyor. İstanbul camileri hakkında yazılmış olan “Hadîkatü’l-Cevâmi” adlı esere göre Fatih Sultan Mehmet Rumelihisar’ın inşaatı sırasında veya fetihten hemen sonra köyde nizamı sağlamak için lakabı “Bebek” olan Çelebi adında bir subaşını görevlendirir. Köy de bu isimle anılmaya başlanır.
Bebek köyünün, mahalle olması Tanzimat Fermanı (1839) sonrası döneme denk gelir. Şehir hatları ve tramvay seferlerinin başlaması ile kısa sürede her tabakadan ailenin yerleştiği deniz kıyısında bir mahalle olur. Semtin eskileri mahalleyi Büyük ve Küçük Bebek olarak adlandırır. Bugün Bebek Parkı olarak bilinen, geçmişte yerinde Bebek Kasrı olan çınar ağaçları ile dolu alan, II Mahmut tarafından halkın kullanımına tahsis edilerek mesire alanı ilan edilir. 1908’de Meşrutiyet’in ilanın da, Millet Bahçesi olarak adlandırılır ve bir gazino inşa edilir. Bebek Gazinosu kısa sürede İstanbul’un popüler mekanlarından biri olur. Adnan Menderes döneminde yürütülen imar çalışmaları sırasında rıhtım genişletilir ve sahil yolu geçirilir ve semtin deniz ile olan bağı koparılır. Bebek Gazinosu da, Demokrat Parti döneminde camiye yakın olduğu gerekçesiyle yıkılır.
İstanbul, 02 Şubat 2021
gezmekyetmez