Yaklaşık 750 yıllık (1263-1268) taş işçiliği ile nefes kesen bu bina Selçuklu Veziri Sahip Ata tarafından yaptırılmış.
Darülhadis adıyla da bilinir. Bu ismin verilmesi, binanın peygamber sözleri demek olan hadis derslerinin öğretilmesi maksadıyla inşa edilmiş bir medrese olmasındandır.
Binanın şaheser diye tanımlanabilecek Taç Kapısı, diğer Selçuklu medreselerinden farklı yapıda ve Selçuklu döneminin en seçkin eserlerindendir. Kapı kenarında ve ortasında yukarıdan aşağıya inen kabartma ve çiçeklerle süslenmiş yazı şeritlerinde Fetih (sol şerit) ve Yasin (sağ şerit) Sureleri yer alır. Yazı kuşağının saçak kısmında bir tahribat dikkat çeker. Bu denli yoğun yazının yer aldığı kapı örneğine az rastlanır. Muhteşem kapıyı insan dakikalarca seyrediyor. Her an yeni bir şey keşfediyor. Başlıklardaki korint tarz, iri yapraklı hayat ağacı, hilaller, kozalak veya nar motifleri benim gibi bu işin ehli olmayanlar bile seçilebiliyor.
İlk fotoğrafı büyüterek bakarsak, kapının üst sağ ve sol köşelerine dairevi iki madalyon görürüz. Kabartma yazı ile sağdakinde “Amele Keluk”, soldakinde de “Bin Abdullah” yazılıdır. Bu iki ifade bir arada okunduğunda yapının mimarının kim olduğunu bize söyler. Günümüz Türkçesi ile “Kelük oğul Abdullah Yaptı” anlamı çıkar.
Yapının ortasındaki avluya girildiğinde zikzak hatlar oluşturan sırlı ve sırsız tuğla ve çinilerle süslü kubbe dikkat çeker (Fotoğraf 3 ve 4). Kubbe kasnağında firuze renkli zemin üzerinde, harfleri tuğla hamurundan yapılmış “El-Mülkü L’illah” yazar, anlamı Mülk Allah’ındır.
Kubbeli avlunun sağ yanından başlayarak, Kuzey Batı tarafındaki penceresinde son bulan siyah zemin üzerinde yine firüze renkte çini mozaik tekniği ile yazılmış “Ayet-el Kürsi” yer alır.
Yapının diğer kubbelerinde de Türk Üçgeni denilen geçişler dikkat çeker. Ayrıca, kemer köşelerinde altı köşeli yıldız ve çark-ı felek figürü yer alır.
Bu kubbenin altında bugün boş duran ve bu haliyle etkileyici bir intibah bırakması güç olan bir havuz var. Aklımdan havuz su ile dolu olsa ve kubbede su sedası yankılansa ne güzel olur diye geçiyor.
Avlunun tam ortasında durup, kubbeye bakıyorum. İfadesi güç bir şekilde içime bir enerjinin aktığını hissediyorum.
Kubbe ile örtülü avlunun etrafında bugün sergi alanı olarak kullanılan talebe hücreleri sıralanıyor. Geçmişteki restorasyonlar sırasında güney cephedeki dört öğrenci hücresi birleştirilerek tek bir mekan, kuzey cephedeki dört hücre de birleştirilerek iki ayrı mekan haline getirilmiş.
Taç kapının sağ tarafında bulunan ve yapıya ismini veren, kabartma ve kavisli firuze sırlı çinilerle süslü minare (foto 2), 1901 yılında düşen bir yıldırım neticesinde kısmen yıkılmış durumda.
Yapı 19. yy sonuna kadar hizmet vermiş, 1956 yılından bu yana Taş ve Ahşap Eserler Müzesi olarak kullanılıyor. İlginçtir, restorasyonu o yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yaptırılmış.
İstanbul, 14 Temmuz 2022
GEZMEKYETMEZ
#gezmekyetmezderoguzotay
#konya
#inceminarelimedrese
#taçkapı
#enerji
#gezmekyetmez
#yolhikayeleri