Midilli’ye giderken Yalı Cami hakkında eldeki tek bilgi tarım ilaçları satan bir dükkan olduğudu idi. Gel de bul camiyi, bulabilirsen.
Önce, madem Yalı Cami, o zaman deniz kıyısındadır diye zekice bir çıkarım yaptım. Sonra, yaklaşık 2 km. uzunluğundaki sahili Midilli kalesine kadar, Ağustos sıcağında bir kaç kere adımladım. Kırık dökük Greco-Britancam ile esnafa zirai ilaç satan bir dükkanı sorarak yapıyı bulmayı denedim. İkinci saatin sonunda, kan ve ter içinde pes edip, Yalı Cami’ni bulmayı bir sonraki ziyaretime bıraktım.
Saat öğleni geçmiş, nerede ise ikiye geliyordu. Arabamızı uygun bir yere park edip, deniz kıyısında gözüme kestirdiğim tavernaya gitmek üzereyken bilin bakalım ne oldu. Evet, arabayı Yalı Cami’nin yanı başına park edivermişiz. Caminin yerinde duran kitabesini şans eseri gördüğüm anda yaşadığım şaşkınlığı ve sevinci asla unutmayacağım.
Yalı Cami’nin önemi fethi için adaya gelen Fatih Sultan Mehmet’in otağını kurduğu yerde inşa edilmiş olmasından geldiği söylenir. Fetih sonrasında Liman-ı Cedid (Yeni Liman) adı verilen bölgede inşa edilen ilk cami 1867 yılındaki depremde yıkılır. 1880 yılında, yeniden inşa edilir.
Mübadele sonrasında Ayvalık ve Bergama’dan gelen Rumlar camiye yerleştirilir. Kimi kaynaklar mübadele ile caminin Türkiye’den gelen Rumların ibadeti için camiye çevrildiğini yazar. Hatta bu konuda Kıblesi Mekke’ye bakan kilise başlıklı yazılmış bir akademik makale de mevcuttur.
Cami giderlerini karşılamak maksadıyla kurulmuş olan vakıf, adanın Yunanistan hakimiyetine (1912) geçmiş olmasına rağmen 1929 yılına kadar faaliyetlerini sürdürür.
Minaresi 1939 yılındaki depreme kadar ayakta kalır. O yıl yıkılan minare bir daha inşa edilmez. Bugün ise başta da söylediğim gibi tarim ilaçları satan bir dükkan olarak kullanılmakta olup, caminin bir diğer adı da Vigla Cami’dir
Midilli, 08 Eylül 2023
gezmekyetmez