Adana’da geçmişi 15. yüzyıla kadar uzanan, dar sokakları ve tarihi evleri ile ünlü Tepebağ Mahallesi’de muhteşem bir binanın önündeyiz. Bina, Adana’nın ilk Türk eczacısı Mustafa Rıfat (GÜLEK) bey tarafından, kendi adıyla 1902 yılında faaliyete geçen ilk Türk Eczanesi.
Mustafa Rıfat bey; lise çağlarında Eczacı Kiriyakos’un yanında çıraklığa başlar. Sonrasında Mekteb-i Tıbbîye-i Mülkiye’nin eczacılık bölümünden birincilikle mezun olur, bir de kimyagerlik diploması alır. Akabinde de memleketi Adana’ya dönerek, kentin ilk Türk eczacısı olur.
1915 yılında Çanakkale Cephesi’nde hidrofil pamuk ihtiyacı baş gösterir. İstanbul’dan Hocası Ahmet Nüzhet Beyin aklına Adana’da olan eski talebesi Mustafa Rıfat Bey gelir. “Ne yap, ne et Çukurova’dan cepheye pamuk yetiştir” diyen bir mektubu kaleme alır. Bir hafta içinde ürettiği pamuk numuneleri İstanbul Sıhhat Müdürlüğü’ce kodekse uygun bulunup, ruhsatlandırılır. Mustafa Rıfat beyin hidrofil pamukları cepheye hızır gibi yetişir.
Çocuklarının eğitimi için İstanbul’da bulunduğu günlerde Kilikya’yı Kurtarma Cemiyeti’nde görev alır. Adana ve havalisindeki düşman işgaline karşı gizli faaliyetlerde bulunur. Cumhuriyetin ilanı sonrasında memleketi Adana’ya dönerek eczacılık yapmayı sürdürür. Kendisi gibi hevesli gençlere eczanesinde ekmek verirken, bunlardan beş tanesinin eczacılık eğitimi almasına ve Adana’da kendi eczanelerini açmalarına vesile olur. 1949 yılında vefatı sonrasında aile eczaneyi işletemez ve Mustafa Rıfat Eczanesi kapanır. Sonrasında da, geçirdiği yangın ile harabeye dönen bina Gülek ailesi tarafından restore edilmek ve kütüphane kurulma şartı ile Türkiye Eczacılar Birliğine bağışlanır. Aslına uygun olarak restore edilen bina 2003 yılından beri Eczacı Mustafa Rıfat Gülek Kütüphanesi adıyla hizmet vermektedir.
İstanbul, 19 Ocak 2021
gezmekyetmez