Aylardır planladığınız seyahat için olur da bir aksilik olur, tedbirli olayım deyip, olması gerekenden de erken geldiniz havalimanına. Herşey yolunda giderse bedava ikram sunan loungeda birşeyler yiyip, içecek, sonra da gümrüksüz mağazalarda dolaşıp, uçaktaki yerinizi alacaksınız. Ama gelgör ki uçağa bineceğiniz kapı bir türlü açıklanmıyor. Gözünüz ekranlarda, biraz da tedirginsiniz. Ya rötar varsa.. Ve korktuğunuz başınıza geliyor. Önce 30 dakika, sonra 60 dakika ve fazlası…
Bugüne kadar böyle bir tablo ile karşılaşmadıysanız çok şanslısınız demektir. Ancak ister inanın, ister inanmayın artan hava trafiği, teknik ve operasyonel nedenler, hava muhalefeti ve detaylarını aşağıda okuyacağınız birbirinden tuhaf gerekçelerden ötürü rötar veya sefer iptali ile karşılaşma ihtimaliniz tahmin ettiğinizden çok çok daha fazla. Klasik rötar ve sefer iptal nedenlerini (ki emin olun onlar da yüzlerce) bir tarafa koyarsak, buyrun! eşi emsaline az rastlanacak “en tuhaf 10 rötar”:
1. Portakal Suyu İle Kısa Devre Rötarı:
Bin yıl düşünsek aklımıza gelmez değil mi bir bardak portakal suyunun milyonlarca dolarlık yolcu uçağını uçamaz hale getirerek, uçuşu iptal ettirebileceği. Olmaz gibi gözükse de, bu yılın ilk aylarında Liverpool’dan Malaga’ya gitmek için sefere hazırlanan bir uçakta bu oldu. Kalkıştan hemen önce yolcularından biri elindeki portakal suyunu düşürdü. Ve dökülen portakal suyu uçağın elektrik sistemine sızdı. Uçağın elektrik sistemi çöktü. Ve uçak kımıldıyamaz hale geldi. Tahsis edilen başka bir uçakla gecikmeli de olsa yolculuk tamamlandı. Sonrasında yolculardan birinin mahkemeye başvurması neticesinde mahkeme, havayolunu tüketici haklarının korunması adına 345 £ tazminat ödemeye mahkum etti.
2. Bodrum Güneşi Altında Kızgın Uçak Rötarı :
İngilizce’de seyyahlar için yaygın kullanılan bir özdeyiş vardır: “Kızgın güneş altında sadece kudurmuş köpekler ve İngilizler dolaşır”. Ancak, 2013 yılında Bodrum Havalima’nın da yaşanan bir olay bu özdeyişi değiştirmeye adaydır. Bodrum’dan Manchester’a gidecek Jet2 havayoluna ait bir yolcu uçağı, uçağın güneş altında çok kaldığı ve ısındığı gerekçesi ile havayolu yetkililerince iptal edilir. Bugüne kadar benzerine rastlanmamış bir rötar nedeni olsa da, bembeyaz tenleri Bodrum güneşi altında istakoz pembesine dönüşmüş İngiliz yolcuların çoğunun bu gerekçeye inanması hiçte zor olmaz. Ancak, bu gerekçeye inanmayan yolculardan biri 400 £ tazminat talebi ile mahkemey başvurur ve haklı bulunur. Diğer yolcular için ise bu maduriyetin gerçek sebebi de kısa bir süre sonra anlaşılır. Uçak o sefer öncesinde yaklaşık 24 saat rötar yapmıştır ve durumun daha da ciddi hal almaması adına güneş altında kalma gerekçesiyle –daha doğrusu yalanı ile -sefer iptal edilmiştir.
3. Şezlong Pilotu Larry Rötarı :
2 Temmuz 1982 tarihinde Los Angeles Uluslararası Havalimanı’ndan kalkacak tüm uçaklar saatlerce rötara maruz kalır. Sebebi ise “Şezlong Pilotu” ünvanıyla anılan kamyon şöförü Larry Walters’dır. 13-14 yaşından beri uçan balonlarla uçuş denemeleri yapan Larry, hava kuvvetlerine girmek istese de gözlerindeki rahatsızlık buna müsade etmemiştir. Ama bu engel, içindeki uçma ve pilot olma arzusunu söndüremez. Bir şezlonga bağladığı ve içi hidrojen ile doldurulan 45 adet meteorloji balonuyla 30-40 fite (yaklaşık 10 metre) kadar uçmayı planlarken, 15 bin fit (yaklaşık 5 bin metre) e kadar yükselen bu çılgın 14 saat boyunca hava trafiğini altüst eder. Alandan kalkacak ve inecek uçaklarda saatlerce rötara yol açar. Başarılı inişinde onu bir süpriz beklemektedir. Gözaltına alınır. Mahkemede Sivil Havacılık Yasası’na aykırı davranmaktan önce 4,000 USD cezaya çarptırılır. Sonra cezası 1,500 USD’a indirilir. Yolcular da yaşadıkları rötarla kalır.
4. Tavşan Kaç, Tazı Tut da, Ya Tazı Kaçarsa? Rötarı:
Yıllarca havacılık sektöründe görev almış, havacılık ile alakalı radyo programları yapmış biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki “Uçakla Canlı Hayvan Taşımacılığı” son derece zor, riskli ve cesaret isteyen bir uğraştır. Zaman zaman “evrimini tamamlamamış” yolcu örneklerine rastlansa da, kast ettiğim gerçek hayvanların naklinde yaşanan zorluklardır. 2011 yılında Manchester havalimanında canlı hayvan kargosu olarak uçağa yüklenmeye hazırlanan bir tazı kafesinden kaçar. Tazı önde yer hizmetleri görevlileri arkasında dakikalarca süren kovalamaca onlarca uçağın saatlerce rötara girmesine neden olur. Bu arada yeri gelmişken bir iki canlı hayvan kargosuna örnek verelim. Milyon dolarlık yarış atları, tropikal kuşlar ve yılanlar. Evet, yanlış duymadınız, yılanlar. Bu yılanlardan iki tanesi de geçmişte yüklendikleri uçaktan firar ederek, sırra kadem basmıştır. Buyurun! havalimanın civarında oturmanın risklerinden biri daha…
5. Kaplumbağ Hızı ve Rötar :
2011 yılında mevsimlik üreme faliyetlerini gerçekleştirecekleri alanı arayan kaplumbağlar belki de bahsekonu seksüel olayın heyecanıyla yollarını şaşırarak, kendilerini JFK havalimanı pistinde bulurlar. Havalimanı görevlileri ve havayolu pilotları bu olay karşısında oldukça anlayışlı davranırlar, herhangi bir müdahalede bulunmazlar. Ve kaçınılmaz sonuç; havalimanı trafiği allak bullak olur, saatlerce rötar oluşur.
6. Pilot Kaprisinin Yolaçtığı Rötar:
İlginç rötarlardan biri de, 2012 yılında Hindistan Havayolları’na ait Mumbai-Jodhpur-Delhi seferini yapacak uçağın, uçuş planlarından Jodhpur’un çıkarılması ile yaşanır. Uçağın pilotu Smiriti Trehan bu geleneksel ara durağın uçuş planından çıkarılmasına şiddetle karşı çıkar ve uçmayı red ederek uçağın 1 saati aşkın bir süre rötar yapmasına neden olur. “Ne var ki bunda! Uçuş güvenliği tehlikeye girmiştir de, ondandır” diyorsanız, felaket yanılırsınız. Zira; pilotun uçuşu red etme sebebi kayıtlara Jodhpur kentine özgü yerel bir yemek olan “Soğan Kachori” olarak geçer. Yanlış duymadınız, kaptan Trehan, Jodhpur’da bekleyecekleri süre için uçağa kentin ünlü lokantalarından birinden Soğan Kachori sipariş etmiştir.
7. Kısa Kes Tıraşı Rötarı :
Los Angeles Uluslararası Havalimanı’nda yaşanan başka bir rötarın sebebi ABD Başkanı Bill Clinton’ın merkezinde olduğu başkanlık uçağı Air Force One’da yaşanan ve ulusal güvenliği! etkileyen bir hadisedir. Bıyıkaltından güldüğünüzü görür gibiyim ama konunun Monica Lewinsky ile hiç bir alakası yok. Uçak içinde saç tıraşı olan başkanın tıraşı uzar ve Air Force One’ın kalkışı geciktirilir. Hal böyle olunca da alanda kalkış ve iniş için bekleyen uçaklar rötara girer.
8. Tak Fişi, Bitir Uçuşu Rötarı :
Başka bir garip rötar da İstanbul’dan kalkıp, New York’a gitmekte olan Delta Havayolları uçağının bomba kuşkusu ile Dublin’e inmesi ile yaşanır. Saatlerce süren rötar sebebi yolculardan birinin tuvalette bulunan ve sadece traş makinaları için dizayn edilmiş prize şarj etmek maksadıyla taktığı ve tuvalette bıraktığı cep telefonunun kabin görevlilerince bulunup, bomba sanılmasından ibarettir. Bu arada meraklıları için belirtelim: Uçak mürettebatı olası kaçırılma veya bomba ihbarında, tehditin gerçek olup, olmadığını muhakeme etmez,yapılan tehdit veya ihbarı gerçek kabul ederek, daha önceden yazılı olarak belirlenen bomba ihbarı veya kaçırılma prosedürünü uygulamaya başlar.
9. Çişim Geldi Rötarı :
Bir çoğumuz için bir ünlü ile aynı uçakta yolculuk etmek unutulmaz bir anıdır değil mi? 2011 yılında City Jet havayolları ile Paris’ten Dublin’e Gerard Depardieu ile birlikte seyahat eden yolcular için de öyle olur. Ama nahoş bir anı olarak zihinlerinde yer eder. Kalkış anında “çişim geldi, tuvalete gitmem lazım” diyen aktöre kabin görevlileri uçuş güvenliği nedeniyle izin vermez, “havalanalım onden sonra gidersiniz” derler . Bunun üzerine ünlü aktör de yolcuların şaşkın bakışları içinde elindeki pet şişeye işemeye başlar. Ancak, gel gör ki yaşlılıktan olsa gerek hedefte küçük bir sapma olur, şişe ıskalanır ve aktör halının üzerine işer. Bunun üzerine kalkıştan vazgeçilir, halı temizlenir ve yeniden pistbaşı yapılarak, kalkış gerçekleşir. Bu münasebetsiz hareketten dolayı tüm yolcular Gerard Depardieu’ü daha yakından görme! ve tanıma fırsatını yakalarken, bedelini de 2 saat gecikme olarak öderler.
10. Ben Kimim Sen Biliyor musun? Rötarı :
5 Aralık 2014 günü Kore Havayolları’nın JFK havalimanından havalanmak üzere pist başı yapan 086 sefer sayılı uçağı, yolcular arasındaki bulunan Kore Havayolları’nın Başkan Vekili bayan Heather Cho’nun talimatıyla kalkıştan vazgeçer ve yolcuların biniş yaptığı kapıya geri döner. Kısa bir süre içinde olayın nedeni anlaşılır. Birinci sınıf yolcularından bayan Cho yapılan çerez servisinin gümüş bir tabak yerine, poşet içinde yapılmasına sinirlenmiş ve bu hatayı yapan kabin görevlisinin uçaktan indirilmesini istemiştir. Bu kaprisin bedelini uçağın tüm yolcuları 20 dakika rötar olarak öder. Ancak, bayan Cho için bedel daha ağır olacaktır. Uçağın Güney Kore’ye dönüşünde olay basına yansır, şirket ve yöneticileri eleştiri oklarına maruz kalır. Tenkitlerin ağırlaşması üzerine bayan Cho görevinden istifa eder ve kısa sürede uçuş güvenliğini tehlikeye attığı gerekçesiyle hakim karşısına çıkarılır. Dava 12 ay mahkumiyetle sonuçlanır. Böylece bayan Cho’nun havayolunu “babasının malı gibi” görmesinden kaynaklanan bu edepsizliği cezasız kalmaz. Babasının malı demişken, bayan Cho’ın Kore Havayolları Başkanı Cho Yang-ho’un kızı olduğunu söylemiş miydim?
Yukarıdaki örneklerde de görüldüğü üzere yaşanan tuhaf nedenlerden kaynaklanan rötarlar olmakta, seyahatin tüm keyfi uçup gidebilmekte. Böyle bir durumla karşılaşıldığında soğukkanlılığımızı kaybetmeyip, biraz daha sabırlı olmaya çalışıp, bu hallerdeki yolcu haklarının neler olduğunu bilmekte fayda var. Belki de bu haklara ilerleyen yazılarımızda değiniriz.
Herkese emniyetli ve rötarsız uçuşlar…