UNESCO DÜNYA MİRASI NE OLA Kİ
Geçmişe dair bir çok şey modern hayatın açımasız çarkları içinde yok olup giderken kültürel, doğal sit alanlarını, tarihi yapıları, eserleri, yerleşimleri, gelenekleri koruyup, kollamaya çalışan kişi ve kurumlar da yok değil. Bu maksatla 1972 yılında imzalanan “Dünya Mirası Sözleşmesi”, bütün dünyada doğal ve kültürel mirası korunması için en önemli uluslararası anlaşma ve farkındalık yaratma aracıdır. Sözleşmenin amacı, gelecek kuşakların aydınlanması ve “Dünya Mirası” olarak tescil edilen bu yerlerden insanların yıllarca faydalanmasıdır. Bu kapsamda yapılan çalışmalar sonrasında 157 ülkeye yayılmış, 962 sit alanı “Dünya Mirası” olarak kabul edilmiştir. Bunlar başında Hindistan’ın Tac Mahal’ı, Tanzanya’nın Serengeti doğal yaşam alanı, Peru’nun Machu Picchu’su gelir. Bunlar en bilinenleri olmakla birlikte tüm listeye baktığınızda adını hiç duymadığınız –en azından benim duymadığım- Palau Kayalık Adalar Güney Lagünü, Bangladeş’in Budist Vihara Harabeleri, ülkemizden Ksantos-Letoon Antik kenti gibi onlarca “Dünya Mirası” bulunur. Tüm bu sit alanları UNESCO tarafından tescil edilir ancak korunmalarında nihayi sorumluluk devletlere aittir. Bunca ciddi korumaya rağmen günümüzde bir çok “Dünya Mirası” yok olma, tahrip edilme tehlikesiyle karşı karşıyadır.
KAMYON KURBANI
Tahrip edilme tehlikesinin son örneği geçtiğimiz Cumartesi günü Peru’nun Nazca Çizgileri ve Jeoglifleri olarak bilinen MÖ 500 ve MS 500 yılları arasında toprağa çizilmiş devasa boyuttaki hayvan, kuş, böcek, bitki, fantastik figür ve günlük eşya tasvirlerinde yaşandı. Peru Kültür Bakanlığı yetkilileri2nin verdiği bilgiye göre sabah saat 06:00 sularında seyir halindeki bir kamyon yoldan çıkarak 1500 – 2500 yıllık figürlerin üzerinden geçerek, tarihin eşsiz çizgileri üzerinde lastik izlerini bıraktı ve tasvirlere zarar verdi. Tüm uyarı levhalarına rağmen bu alana giren sorumsuz kamyon şöförü UNESCO’nun “Dünyanın herhangi bir yerindeki en göze çarpan jeoglif grubudur ve boyut, büyüklük, miktar, çeşitlilik ve eski geleneğin dünyadaki eşsiz eserlerindendir” diye tanımladığı bu eşsiz eserlerden üç tanesi üzerinde telafisi imkansız hasara yol açmış durumda. Polis tarafından gözaltına alınan şöför ile alakalı yapılan hukuki işleme ise adeta bu tür bilinçsizlikleri teşvik eder türden. Kamyon sürücüsü çıkarıldığı mahkemece sit alanına zarar verme niyetiyle hareket ettiğini gösteren yeterli kanıt olmaması gerekçesi ile serbest bırakıldı. Bu karar karşısında savcılık kararın temyiz edilmesine karar verdi ve sürmekte olan soruşturma süresince sürücüye 1.550 dolar para cezası ve dokuz aylık önleyici gözaltı talebinde bulundu.
Konuya ilişkin CNN videosu için: http://eos/world/2018/02/01/nazca-lines-truck-damage-peru-sje-lon-orig.cnn
NAZCA ÇİZGİLERİ VE JEOGLİFLERİ NEDİR, NASIL YAPILDI?
Nazca Çizgileri ve Jeoglifleri, Lima’nın 400 km güneyinde kurak Peru ovasında, hem çölde, hem de Andların eteklerinde 450 kilometrekarelik bir alanı kaplayan devasa boyuttaki hayvan, kuş, böcek, bitki, fantastik figür, günlük eşya tasvirlerinden ve çeşitli geometrik şekillerden oluşur. UNESCO kayıtlarında Nazca Çizgileri ve Jeogliflerinin “Dünya Mirası” olarak tanımlanmasının kriteri “Yaratıcı insan dehası, kültürel geleneğe tanıklık ve insanlık tarihindeki önemi” diye açıklanır. Bu çizimler nicelikleri, özellikleri, büyüklükleri ve sürekliliklerinden ötürü arkeolojinin en büyük muammaları arasında yer alır. Her ne kadar ne oldukları tam olarak açıklanamasa da astronomik işlevleri olduğuna inanılır. Yapılış yöntemleri ise; hava koşullarından ötürü koyu yeşil bir renk alan çakıllar zamanla pas renginde kumlarla örtülür. Figürü oluşturacak şekilde çakılların kaldırılmasıyla, daha koyu renkli çakıllarla güçlü bir tezat (ton farkı) oluşturan daha parlak renkli tabaka ortaya çıkar.