FATİH SULTAN MEHMET’İ MAHKUM EDEN KADI VE MAHKEME BİNASI
FATİH SULTAN MEHMET’İ MAHKUM EDEN KADI VE MAHKEME BİNASI
Paylaşımları yakından takip eden gezmekyetmez dostları hatırlayacaktır. Dün İstanbul’un ilk belediye baÅŸkanı Hızır Çelebi’den bahsetmistim. Taşıdığı ünvanlardan biri de “İstanbul Kadısı” idi. Görevi saray mensuplarını yargılamak olan makamın zorluÄŸu aÅŸikardır. Bu durumu birgün dostlarından biri “Davada hasımlardan biri büyüklerden olursa, kadılık o zaman güç olur” diye hatırlatır. Hızır bey de ÅŸakayla karışık “Ben bunda zor bir yön göremiyorum. Yerimden olurum korkusundan o büyük tarafın lehine hükmedersin. Ama iki tarafta büyüklerden bulunursa, o zaman hüküm müÅŸkil olur!” diye cevap verir.
Oysa eskilerin güzel bir sözü vardır. İştir kiÅŸinin aynası, lafa bakılmaz diye. Bir gün Kadı’nın karşısına ÅŸikayetçi olarak Fatih’in fethi sonrası yaptırdığı sarayında mimar olan bir Rum gelir. Åžikayet ettiÄŸi ise Fatih Sultan Mehmet’in ta kendisidir. Saray’daki sütunlardan bazılarını söylediÄŸinden kısa kesen mimarın elini kestirmiÅŸtir Sultan. Davaya Hızır Çelebi bakar. Huzura gelindiÄŸinde Fatih Sultan Mehmet baÅŸ köÅŸeye oturmak ister. Ancak Hızır Çelebi Sultan’ı suçluların bulunduÄŸu alanda durması için uyarır. Üstüne üstlük de tarafları dinledikten sonra Fatih Sultan Mehmet’i haksız bulur ve kısasa kısas cezası verir. Yani Sultan’ın eli kesilecektir. Hızır Çelebi’nin kararı karşısında adaletin tecelli etmesi Mimar’ın davasından vazgeçmesi ile engellenir. Benim bulabildiÄŸim bazı ikincil kaynaklar sözkonusu duruÅŸmanın bugün Üsküdar’daki bu binada geçtiÄŸini yazar. Ondan dolayı da bu binanın adı Fatih Mahkemesi’dir.
Bu iddiayı bilimsel bir çalışmaya dayandıramamış olmanın yanında, o dönemde bu tür duruÅŸmaların özel mahkeme binalarında deÄŸil de, kadının evinde görüldüÄŸü düÅŸünülürse binanın mahkeme binası olduÄŸu iddiası üzerinde düÅŸünülmesi ve arÅŸiv çalışmaları ile belgeye dayandırılması gereken bir husus olduÄŸu söylenebilir.
Yorum Yaz